Gözlerimizin içine baka baka yalan söylüyoruz! “Beni sev”lerimizi
saklıyoruz “Seni seviyorum”ların içine.
Köpekler gibi
ihtiyacımız var sevilmeye. Kemiklerimiz, kaslarımız, kanımız hep bunun için
var. Kıvır kıvır ya da düz saçlarımız… Her tonda kahveli çikolata gözlerimiz,
buzdan soğuk mavilerimiz… Seksi, ciddi
gözlüklerimiz… Körü körüne inandığımız ya da laf olsun diye takıldığımız
tarzımız… Hepsi azcık okşansınlar, azcık dikkatle bakılsınlar diye aldığımız nefesten
nasipleniyorlar. Hepsinden çok sevilmek için, farkımız olmak için üstümüze
başımıza yapışıyorlar. Sadece tek olmak için!
O gider, harabeye döneriz.
Hayatımıza teğet geçer, iki bilemedin üç anı bırakır,
çatlaklar açılır ruhumuzda.
Aklımızdan geçer, gider, kor oluruz.
Belki o iki üç anıdan
biri, en derinine dokunmuştu. Belki uzun zamanlar sonra ilk güvendiğin oydu. Belki
kimselere anlatamadığın o zor saatlerinde bir o yanındaydı. Azcık kaldı,
soluklandı, gitti. Belki uyanmak istemediğin günlerin sabahında, onun mesajı
vardı. Belki yoktu! Belki bir şehrin anlamı oydu, belki adı. Belki bir aydı,
belki ayın da adı ondaydı. Belki kimsenin sormadığı o saçma soruyu ondan
duymuştun. Belki sadece kokusunu duyabilmiştin. Belki yıllarındı. Belki tüm
doğum günlerin ya da hiç biri, iki gün öncesi, iki gün sonrası… Tanıdığın en
çirkin insan olmadığı gibi belki en güzeli de değildi. Belki gitti. Belki hep seninle,
hep senin, hep onun olacaksın.
Bir de umutsuz
adamları olacak hayatının! En iyi senin tanıdığın… Hiç unutulamayacağın… Hep
iyileştirdiğin, hep sakinleştirdiğin… Dokunduğun yeri güzelleştirdiğine inanan…
Gitmek isteyen, giden, gitmesi gereken... Ve pişman olan! Gidince ona ne
olacağını bildiğin… Kendini dönüşü olmayan yerlere sürmüş… Aslına bakarsan
güçlü, canlı, hatırlayabildiğin kadarıyla tanıdık. Hatırlanıp hatırlanmadığını
merak eden… Tek zayıf noktaları “sen” olan! Yerli romantik gözyaşlı filmlerdeki
adamlardan… Entel, kıro, deli, cahil, sakin, öğrenci, tam… Yalnızca bi kere
olsa bile sana güzel bakmış olan… Hiç karşılaştırmasan da hissedeceğin, ait
olduğun, olacağın adamdan farklı! Farklı!
Çünkü o en
sevdiğin adam! “Seni seviyorum”lara boğup karşılığında bi “ben de seni…”
beklediğin! Çekinmeden sana yalan söyleyen. Çekinmeden, ona aşık olmana, seni
sevmekten çok ihtiyacı olduğunu gizleyen! Saçını gözleriyle okşaması yetmeyen!
Gözlerinin kokusunu almasını beklediğin… Çekinmeden yalan söylediğin.
Çekinmeden, sana aşık olduğunu bilmeye ihtiyacın olduğunu gizlediğin! Sevmekten
çok, seni sevmesine ihtiyacın olan o adam o! Çünkü zaten köpekler gibi
sevdiğin…
Ç.